Ve yaradılış bilgisinin kitabı yerine Bomboş bir sayfa verilmiş bana, Kaldırılmış tabiatın eserleri benim önümden; Hikmetin yegane kapısı kapatılmış. O zaman sen parla içimde semavi ışık.

Kayıp Cennet / John Milton
Adem ile Havva’nın Cennet’ten Kovuluşunun Öyküsü..
Roman. Dastan. Türkcə.
Original dil – ingilis
211 Pages
Adem ile Havva’nın Cennet’ten Kovuluşunun Öyküsü..
Ey Yaratılanların en güzeli, Tanrı’nın yarattıklarının Sonuncu en iyisi, gözün görebileceği, aklın düşünebileceği en güzel şey, Kutsal, tatlı kadın! Nasıl böyle birden kaybettin kendini, Soldun ve ölüme yaklaştın? Yasağı nasıl ihlal ettin, Yasak kutsal meyveyi nasıl kopardın? Seni lanetli bir düşman kandırdı,Ama kim bilmiyorum ve seninle beraber ben de mahvoldum; Hiç kuşkusuz seninle birlikte ben de öleceğim. Sensiz nasıl yaşarım? Senin tatlı konuşmandan Aşkından nasıl vazgeçerim de bu vahşi ormanlarda Kimsesiz yaşarım? Bir kaburgamı daha versem ve Tanrı Bir Havva daha yaratsa bile senin kaybını asla unutamam. Hayır, hayır! Doğanın bağı çekiyor beni, sen benim Etimsin, kemiğimsin, mutluluk ya da acılarda ayrılamayız biz.’
(Havva yasak meyveyi yedikten sonra Adem’in Havva’ya bağlılığının anlatıldığı bölümden)
15. yüzyılda İngiliz Edebiyatı’nın kör Homeros’u olan John Milton Adem ile Havva’nın cennetten kovuluşunu içeren dinsel bir mite edebi bir elbise giydirerek edebiyat tarihine çok değerli bir hazine bırakmıştır. Bu hazinede ilk günahın (yasak meyvenin yenmesi) çarpıcı yorumu, canlı bir dil ve edebi göndermelerle akıllara, gönüllere doyurucu bir okuma lezzeti hediye etmektedir.
Birinci Kitap’ta önce kisaca, tüm konu vardir- İnsanoğlunun itaatsizliği ve yerleștirildiği cenneti kaybetmesi; sonra düsüşünün temel nedenleri anlatılır, daha ziyade Yılan kılığında Seytan’ın Tanrı’ya isyan ederek
yanına çektiği bir sürü Melekle birlikte ve Tanrı’nın emriyle cennetten kovuluşu, büyük Derinliğe atılışından söz edilir. Şiir bundan sonra Cehenneme düşmüş olan Şeytan ve yantndaki Melekleri takdim eder – burada Cehennem merkez olarak tantmlanmaz (çünkü cennet ve dünya henüz yapılmamış farz edilebilir, hiç kuşkusuz lanetlenmemiştir), zifri karanlık, Kaos denen bir yer olarak gösterilir. Seytan burada alevli göl üzerindeki Melekleriyle birlikte şaşkındır ama bir süre sonra kendini toparlar, kendisine yakın olanlan toplar ve berbat durumları hakkında konuşurlar. Şeytan kendisine bağlı olan ve şaşkın halde bekleyenleri
uyarır. Onlar ayağa kalkarlar, savaş düzeni alırlar ve onların şefleri Kenan diyarı ve kendilerine katılan ülkelerdeki putların isimlerini alırlar. Şeytan onlara hitap eder, Cenneti yeniden ele geçirme umuduyla
onları rahatlatır ama sonunda bir șey daha söyler; Cennetteki eski bir kehanete göre yeni bir dünya ve yeni bir yaratık yaratılacaktır – Melekler bu yaratılıştan çok önce birçok eski rahiple aynı fikirdedirler.
Şeytan bu kehanetin doğruluğunu araştırmak ve daha sonra bu konuda karar almak için konsey toplansın ister. Yandaşları da bu girişimi başlatırlar. Şeytanın saray Pandemonium birden Derinlerden yükselir;
cehennemden çikan Emsalleri orada toplanırlar.
YAZAR HAKKINDA
John Milton (1608-1674) ingiliz edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. Yunanca, Ítalyanca, Latince öğrenip teoloji üzerine çalışan Milton, birçok İngilizce șiir yazmıștı ama Milton’u edebiyat tarihinde
unutulmaz kılan dini bir mit olan Adem ile Havva’nn cennetten kovulușunu ele aldığı, epik tarzda yazdığı Kayıp Cennet (Paradise Lost) kitabıdır. Milton monarșinin karşısında Cromwell’i desteklemişti. Bu
yüzden monarșik iktidar yeniden kurulduğunda hapse atılmıştı. Hapisteyken kör olan Milton bu eserini orada yazmıștı ve dinsel bir mite dokunduğu ve bu mit içinde Şeytan’ın Tanrı’ya isyanında şeytanı demokratik karakterde çizmesi birçok tepki almasına neden oldu. Milton daha sonra Adem ile Havva’nı tekrar cenneti elde edişini anlatan Cennet Yeniden’i (Paradise Regained) yazmıștır. Milton şiirlerinde
sürdürdüğü epik tempo, serbest vezin ve konu itibariyle bir nevi çağının kör Homeros’udur.

Yorum bırakın